yılbaşı hakkında

Genel Konular
Kullanıcı avatarı
Şirine
Bizden Biri
Bizden Biri
Mesajlar: 435
Kayıt: 19 Eki 2006, 21:47

Mesaj gönderen Şirine »

Ben yılbaşını sewmiorum...
noluo? neyi kutluyoruz? nedir bu telaş...
1 yıl daha yaşlandık bu mudur yani
saat 12 ye 10 saniye kala 10 9 8 7 6 5 die sayılır
biz de kek gibi izleriz,
haydiiii 12 oldu şapır şupur öpülür felan...
bazıları çam ağacı felan süsler olayı abartıp
(hatta çok yakınen tanıdııım bi zat war..) :kiki: :kiki:
bi de tüm yıl donanmak için kırmızı bişi hediye edilir ne alakaysa
sonra yeni yıla nası girersen koca yıl öyle geçer die de bi hurafe wardır
kiii ben onu da yemem.....

Milenyum, 2000 dedik dedik durduk,
bi hoş oldum way bee die... yok milenyum çocuqu felan die
nüfus patlaması yaşandı!!
ama ertesi qünkü büyük hayalkırıklıqım yılbaşından soquttu beni
qençtim tabi o zamanlar....
baktım ki hiç bi farkı yokmuş 1 li 1000 li yıllardan,

walla bizde özel bişi olmuo yılbaşında, bu yıl da olmıcak...
belki hep birlikte yemek yeriz
sonra ewlere dağılırlar
bi de ufaktan hediyeler alırlar ama ben hiç almam....

böyle işte..
anafikir şu ki,

"Yılbaşına sayqı duyarım, ama sewmem, seweni de sewmem!"
[/b]
Kullanıcı avatarı
bocek
Yeni Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 12 Eki 2006, 16:01
İletişim:

Mesaj gönderen bocek »

kesınlıkle katılıyorum ısmetk hocam :gul: :gul:

genel konusuyorum



**oncelıkle ben su atasozunu cok severım '' KORK ALLAHTAN KORKMAYANDAN''
ICINDE ALLLAH sevgısı olan hıc bı sahıs asla baskalarına zarar vermez..ama son zamanlardacok kotu seyler yasanıyo dunyada ve ulkemızde kucucuk bebelere tecavuzler serı cınayetler ve serı cınayette nedenı soruldugunda zevk ıcın dıye bılecek kadar aslık ınsanlar bu cınayetı ısleyenler...ALLLAHIM SASIRTMASIN..


**sımdı bu kadar yozlasmanın ve bukadar rezaletın en buyuk sebebı egıtım kısısel toplumsal ve dınsel egıtım... yolda bısı olsa bana degmeyen yılan bın yasasın dıyoruz kosamıyuoruz artıkkk....


**aslında aılede ılk zamanlar cocuga kalıtelı bı dın bılgısı verseydık bence hıcbısıolmazdı..

**amerıkan dızılerıne bakalım butun yonetmenlerın bı sozlesmesı var mutlaka her fılmde mutlaka kılıse gosterılıyo torenler duzenlenıyo ...her yemekte yemek duaları edılıyoo... bızımkıler camı komusunu dın konusunu ısleseler hemen dızıyı fıslerler...

**bızım egerkı dıyanet baskanımız konussa hersye muhalıf oluyoruz ..adam dunyaya bı vatıkadan konusuyo butun dunya elpence ...adam kendı capında devlet ıcınde devlet ...ve adanada bukadar kucuk yer olmasına karsılık 1 mılyon kayıtlı hrıstıyan varmıs ben sok oldum duyunca bızımkıler yanııı bunlar kayıtlı kısıler...

**sımdı bunları konusmam hrıstıyan dusmanı olmam dıye degıl...asla herkesın dını kendınedır bukadar uc noktalarda konusmakta ıstemem sahsen...



**sadece abuk subuk kendınce konusanlara sozum ve onlara katılanlara...su ogretım gorevlısının esı ben peygamberım demesı ... ya bu manyak ınsana nasıl ınanıyosunuz demekkkı ne kadar uzaklastınız kendı dınınızın guzellıgınden bole ınsanlara ınana bılıyoruz ...allah tan cok turbelerden bekeleyen ınsanlar kulundan bekeleyenler ne zavalllılastık ....neyse konusacak sey cooook aslında...



gelelım yılbasına :

mukocum surada sana katılıyorum ısrafın hadddı hesabı yok ozentı cok fazlalastı...ve tıcarete dokuldu hersey ....ha ben kutlamamı o sekılde yapmıyorum her gunumden farksız sekılde gecıyo sadece yenı bır yılın verdıgı heyecan ve umut var ıcımızde ıyı dıleklerımızle kendı aılemız ve sevdıklerımızle mutlu bı gun gecırmek sadece...


ALLLAHTAN EN BUYUK TEMENNNIM IYILIKLERLE SAGLIKLA GUZELLIKLE DUNYAMDA ULKEMDE AILEMDE MUTLU GUNLER DILEMEK CUMLEMIZLE INSALLAH...
En son bocek tarafından 22 Ara 2006, 17:03 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
ismetk
Yeni Üye
Mesajlar: 100
Kayıt: 20 Kas 2006, 15:36
Konum: Balikesir

Mesaj gönderen ismetk »

Yorumlarına katılıyorum sevgili sidelya, bir örnekle seni destekleyeyim:

Ayvalık'ta şeytan sofrası vardır, çoğu insan oyı bilir, bilmeyenlere kısa bir hatırlatma yapayim:şeytan sorfası denen yer yüksek bir tepe ve bu tepede yaklasık 50 cm boyutunda kayada bir oyuk. Bu oyuğun şeytanın ayağı olduğu efsanesi vardır, oğuğun etrafı demir kafesle çevrilmiş olup, bir çok yerli ve yabancı turist burayı ziyarete gelir.

Oraya gittiğinizde ne göreceksiniz dersiniz, sıkı durun şimdi:İnsanlar ya o oyuğa demir paralar atmışlar ya da o demir kafese bir çok çaput vs bağlamışlardır!Yani adak adamışlardır!Kimden!Şeytan olduğu varsayılan hayali bir yaratıktan! Gülermisin, ağlarmısın, tam bir drama-komedi.
Bir çok türbe, yatır vs.keza bu durumdadır..Allahtan şifa dilemek ve ona dua etmek yerine ölülerden şifa beklemek! Sizce bu Allah'a şirk koşmak değildir de nedir? En büyük günah da şirk koşmaktır. Ve bunu yapan da müslümanlık adına yapıyor.Zira, ne yaptığını bilmiyor ki. Çünkü cahil.
Burada sidelya'nın dediği gibi din eğitiminin önemi ortaya çıkıyor.Hem de küçük yaştan başlayarak, aydın din adamlarının elinde olmak şartıyla.

Yılbaşı hadisesinde efdelya'nın israf kelimesine katılıyorum ama bu israf tüm yıl içindeki aşırı eğlence ve kutlamalar için de söz konusudur.

Sidelya "1000 mılyon " rakam ve kelimesini çözemedim, bir milyon mu demek istedin, yoksa bir milyar mı? :mrgreen:
"Ne mutlu Türk'üm diyene."
Mustafa Kemal Atatürk.
Kullanıcı avatarı
bocek
Yeni Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 12 Eki 2006, 16:01
İletişim:

Mesaj gönderen bocek »

:asiksurat: aman tamam yanlıs yazmısım ıste hocam :mahcup:


:mezuniyet: 1 mılyon



*** gecek ten cok komıkyaaa ...ne umarsınız bu tıp seylerden evet egıtım ıstee egıtım ..



*** yaaa bende su krıze kadar anlamsız harcamalar yapardım o donemde cok buyuk mala gırmıstık ıthal gruba ve 1 trılyonluk urunun yarısını ode krızden sonra tekrar 1 300 odedık
tabııı mal mulk satmadan rısıko tabııı ama..sımdı anladık esımle ıkımız cok urune gırmıyozz...harcamalara da dıkkat edıyoz ...cok zor durumda olan ınsanlar var kul kula muhtaz ben onlara muhtacım satıs ıcın ....ve ınan zor zamanlar atlattık ...sukurrrler olsunonun ıcın ozelllıkle esıme bardak ıcınde kalan cayı bıle son damlasına kadar ıcırırım ....rıskıma sukretmek ıcın hem bereketın nerde oldugunu anlamak ıcın son damlaya kadar ıcmek:.
Kullanıcı avatarı
xxl55
Yeni Üye
Mesajlar: 192
Kayıt: 12 Eki 2006, 19:18
Konum: ist.

Mesaj gönderen xxl55 »

efdalya ,sidelya ve ismet hocamın yazdıkların bende katılıyorum

bencede yeni bir yılbaşı bize verilen ömürden bir yılının daha bitmiş olması ölüme biraz daha yaklaşmış olmak saçlarımıza birazcık daha fazla akların düşmesi demek,gençlikten bir yılından geçmiş olması demek

Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine, daha çok ahirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır. Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur.
Kullanıcı avatarı
bocek
Yeni Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 12 Eki 2006, 16:01
İletişim:

Mesaj gönderen bocek »

Aralık ayının son günü gece yarısından sonra yeni bir yılın ilk günü başlar. Ocak ayının birinci gününden Aralık ayının 31. günü gece yarısına kadar geçen süreye bir yıl denir.




Dünyanın; biri Güneş, öbürü kendi ekseni çevresinde olmak üzere iki türlü hareketi vardır. Dünyanın Güneş çevresinde bir kez dolanması bir yılda tamamlanır. Bu hareketten mevsimler oluşur. Dünyanın kendi çevresinde dönmesinden gece – gündüz meydana gelir.

Dünyamız Güneş çevresindeki dolanımını 365 gün 6 saatte tamamlar. Her yıl 365 günden artan 6 saatler 4 yılda bir 24 saat, yani 1 gün eder. Bu bir gün 4 yılda bir Şubat ayına eklenir. Böylelikle, 28 gün olan Şubat ayı 4 yılda bir 29 gün olur. Buna artık yıl denir. 4’le bölünebilen yıllar artık yıldır.

Dünyamız Güneş çevresinde dolanırken yumurta biçiminde bir yol izler. Bu yola dünyanın yörüngesi denir. Yerkürenin içinden geçip, kutupları birleştirdiği varsayılan eksen dünyanın yörüngesine dik değildir. 23,5 derece eğik durumdadır. Bu nedenle Dünya üzerindeki herhangi bir yere Güneşin ışınları yıl boyu aynı eğimle gelmez. Yılın kimi zamanları ışınlar dik olarak gelir. Bu yörelerde gündüzler uzun, havalar sıcak olur. Kimi zaman ışınlar eğik gelir. Bu durumda da gündüzler kısa, havalar soğuk olur. Bu sıcaklık ayrımları mevsimleri oluşturur. Bir yılda dört mevsim vardır.

Sonbahar 23 Eylül - 21 Aralık
Kış 21 Aralık - 21 Mart
İlkbahar 21 Mart - 21 Haziran
Yaz 21 Haziran - 23 Eylül


21 Mart ve 23 Eylül’de gece ile gündüz birbirine eşit olur. 21 Aralık’ta en uzun gece, en kısa gündüz, 21 Haziran’da en uzun gündüz, en kısa gece yaşanır.

İnsanlar tarihin ilk çağlarından beri olayları zaman içinde kolaylıkla belirlemek için yılı aylara, ayları haftalara, haftaları günlere bölmüşlerdir. Bu düzenlemeye takvim denir.

Her takvim önemli bir olayı başlangıç olarak almıştır. Örneğin; Müslümanlar, peygamberimiz Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç olayını takvim başı olarak kabul etmişlerdir. Buna göre düzenlenen takvime Hicri Takvim denir.

Bugün dünyada genel olarak kullanılan takvim, İsa Peygamber’in doğumunu başlangıç olarak alan Miladi Takvimdir. Bu takvimde İsa’nın doğumundan önceki yıllara MÖ (Milattan Önce), sonraki yıllara da MS (Milattan Sonra) denir. Geçmiş tarihler buna göre hesaplanır. Örneğin Büyük Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesi MÖ 365 yılında olmuştur. Bu: Roma İmparatorluğu’nun İsa Peygamberin doğumundan 365 yıl önce ikiye bölündüğünü belirtir. İstanbul’un İsa’nın doğumundan 1453 yıl sonra Osmanlılar tarafından alındığını belirtir. Ancak uygulamada M֒ler kullanılır. MS’ler ancak gerektiğinde kullanılır.

İnsanlar yaptıkları takvimlerde yılı 12 aya bölmüşlerdir. Bu 12 ayın 7 ayı 31 gün, 4 ayı 30 gün, Şubat ayı da 28 gün olarak hesaplanır. Her mevsim 3 aydır. Bir ayda 4 hafta, bir yılda 52 hafta vardır.

Bir hafta 7 gün, bir gün de 24 saattir. Bir saat 60 dakikadır. Saat zaman ölçüsü birimidir. Tarihlerin belirlenmesinde kolaylık sağlayan bir başka zaman ölçüsü birimi de yüzyıldır. Yüz yıllık zaman parçasına yüzyıl (Asır) denir. Çok eski olaylar kolaylık olsun diye yüzyıllarla belirlenir.



Yeni bir yıl başlarken : Biten yıl neler yaptığımızı, neler öğrendiğimizi gözden geçiririz. Çevremize yararlı olup olmadığımızı, zamanımızı iyi kullanıp kullanmadığımızı düşünürüz.

Her yeni yıl; yeni atılımlar, teni umutlar, kısaca yenilikler yılıdır. İnsanlık her yeni yılda tarihini yeni başarılar, yeni buluşlar, her alanda ilerlemelerle zenginleştirir.


Bizim de bu hızlı gidişe ayak uydurmamız, yeni yılda daha çok çalışarak daha başarılı olmamız gerekir.
Her yeni yılda yakınlarımızın, arkadaşlarımızın yeni yılını kutlarız. Yeni yılın başarılı, verimli olmasını dileriz.


DÖRT MEVSİM MASALI

Bir zamanlar Toprak Ana, evinde yalnız yaşıyormuş. Yalnız yaşamak zormuş, bu yüzden canı çok sıkılıyormuş. Bir gün kalkmış, gök kralına misafirliğe gitmiş. Sarayın kapısına varınca, gürültüler, patırtılar duymuş. Kapıdaki nöbetçiye, “bunların ne olduğunu” sormuş.

Nöbetçi:
― Ne olacak, demiş. Mevsim kardeşlerin gürültüsü. İkisi kız, ikisi oğlan dört yaramaz çocuk var. Kavga edip duruyorlar.

Toprak Ana :
― Onları bana gönderin, demiş. Ben yalnızım, biraz da benimle otursunlar.

Nöbetçi Toprak Ananın isteğini krala söylemiş. Kral da “Peki” demiş. Toprak Ana bunun üzerine evine dönmüş, mevsim kardeşleri beklemeye başlamış.

Önce en küçük kardeş gelmiş. Pembe, beyaz saçlı, güzel bir çocukmuş. Toprak Anaya :
― Benim adım İlkbahar, demiş. Size ufak bir armağan getirdim.

İlkbahar, çantasını açmış, çantasından tomurcuklanmış dallar, renk renk çiçek demetleri, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar çıkarmış.

Çok geçmeden ikinci kardeş gelmiş. Tombul, kırmızı yanaklı bir kızmış. Adı da Yaz’mış. Kardeşine :
― Haydi çekil bakalım, bak, ben geldim, demiş. Sonra po da çantasından çilek, kiraz, şeftali, erik gibi meyveler çıkarmış, bunları Toprak Anaya sunmuş.

Derken üçüncü kardeş gelmiş. Sarı sapsarı bir çocukmuş. Toprak Ana’ya :
― Ben sonbaharım demiş. Yalnızlığı, sessizliği çok severim, demiş. Sonra da kuşları kovmuş, her yeri sarıya boyamış. Ortalığa bir sessizlik çökmüş. Tam bu sırada dördüncü kardeş gelmiş. Çiçekleri, meyveleri dağıtmış, cebinden beyaz bir su çıkarmış, bu suyla her yeri beyaza boyamış. Bir yandan da :

― Benim adım kış, benim adım kış diye bağırıyormuş.

Dört kardeş de Toprak Ananın evinden gitmek istememiş. Kavgaya tutuşmuşlar. Ortalık alt üst olmuş. Toprak Ana kızmış :
― Beni dinleyin, demiş. Ya sırayla gelin, evimde üçer ay misafir kalın, ya da çekilip gidin. Hepinizi birlikte istemiyorum.

― Bunun üzerine mevsim kardeşler düşünmüşler. Aralarında anlaşıp Toprak Anaya, “peki” demişler. İşte o günden beri sırayla geliyor, Toprak Anada üçer ay misafir kalıyorlar.
Kullanıcı avatarı
benderya
Yeni Üye
Mesajlar: 189
Kayıt: 17 Kas 2006, 23:12
Konum: bedeni İstanbul'da ruhu Ankara:)

Mesaj gönderen benderya »

valla yılbaşı dolayısıyla her zamankinden farklı olarak iki çeyrek bilet aldık :roll:

eşim hindi pişsin istiyor aldı,bir de kestaneli iç pilav yapacağım diğer menü her zamankilerden :mmm:

aaa bir de yılbaşı ve bayramı bahane ederek anne babalarımıza ve birbirimize,kızımıza hediyeler aldık,uygun bir zamanda vereceğiz :roll:

onun dışında bir yıl daha gitti ömrümüzden diye hüzünlenirim (doğum günlerimde de)

bayram diye de çikolata ve baklavamızı hazırladık ama kimse olmuyor gelen burda komşuluk yok :(

işte böyleeee :roll:

herkese mutlu yıllar :bye:
------------------------------------------------------
"farkında mısın,ömür de bitiyor?"
Kullanıcı avatarı
bocek
Yeni Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 12 Eki 2006, 16:01
İletişim:

Mesaj gönderen bocek »

bır yıl daha omrumuzden gıtttı ıyısıyle kotusuyle :? .....
Kullanıcı avatarı
rüyaa
Yeni Üye
Mesajlar: 10
Kayıt: 18 Eki 2006, 12:16

Mesaj gönderen rüyaa »

Bende tüm arkadaşlarımın yazdıklarınma katılıyorum...

nihancığımın yazdıklarına açıklama getireyim o çok yakın tanıdık benim çam ağacı süsleyen ve altına hediyeler koyan ama 2 senedir hatta 3 senedir bende ağacı kurmuyorum,alma nedenim ise oğlum tututrmuştu hatta birde noel baba istemişti o getirecekmiş hediyesini falan filan işte ama artık yapmıyorum ve benim içinde diğer günlerde pek bir farkı yoktu sadece 1 sene daha gitti ömrümüzden :cry:
''Sevgileri bile yarınlara bıraktık,bitmeyen işler yüzünden ''
Kullanıcı avatarı
benderya
Yeni Üye
Mesajlar: 189
Kayıt: 17 Kas 2006, 23:12
Konum: bedeni İstanbul'da ruhu Ankara:)

Mesaj gönderen benderya »

rüyacığım,çocuklar özeniyorlar benim kızım da çok istedi ama almadık çam ağacı birkaç yılbaşı süsü alıp odasına astık hevesi geçsin diye sınıflarını da süslediler,çocukları çok da herşeyden mahrum etmemek gerekiyor
------------------------------------------------------
"farkında mısın,ömür de bitiyor?"
Cevapla

“Genel Konular” sayfasına dön