Deyimlerin Öyküsü...

Genel Konular
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ussa
Yeni Üye
Mesajlar: 68
Kayıt: 01 Oca 2007, 00:53

Re: Deyimlerin Öyküsü...

Mesaj gönderen ussa »

İPE UN SERMEK

(İstenilen işi yapmamak için çeşitli bahaneler uydurmak, güç koşullar öne sürmek, güçlük çıkarmak anlamında bir deyim.)
Nasreddin Hoca’nın, aldığını bir türlü geri vermeyen ya da kırık dökük, delik, kopuk, sakat olarak geri getiren bir komşusu Hoca’dan bir gün urgan ister. Hoca da ‘Bizim hanım biraz evvel urganın üzerine un serdi, veremeyiz.’ Der. Komşusu güler;’Aman hocam, hiç urgan üstüne un durur mu, ipe un serilir mi?’ diye sorunca, Hoca cevabı yapıştırır. ‘Neden serilmesin. Vermeye gönlüm olmayınca, ipe un da serilir elbet.’


FOYASI MEYDANA ÇIKTI

(Aslı astarı araştırıldı, hilesi meydana çıktı anlamında bir deyim.)
Kuyumcular süs eşyalarında kullandıkları elmasların arkasına, ‘foya’ denilen bir madde sürer, ayna gibi, ışığı yansıtarak, daha çok parlamasını sağlarlar.
Zamanla bu foya dökülür, taş da eski parlaklığını yitirir. Buna foyası çıkmış derler. Bunun gibi, hilekar kişilerin yalanları ortaya çıkınca, aynı deyim kullanılır.


ELİNE SU DÖKEMEZ

(İki kişiyi karşılaştırırken, daha önemsiz, değersiz, yeteneksiz, geri gördüğümüz kişi için, ‘ötekinin eline su bile dökemez deyimini kullanırız.

Eskiden, namaz abdesti alınırken, abdest alan kişi, bir usta ise, çırakları, kalfaları, Medrese hocası ise mollaları, öğretmen ise öğrencileri, eline ibrikle su dökerek abdest almasına yardımcı olurlardı.
Böyle önemli bir kişinin eline, yolu yordamınca, ibrikten su dökmek için, o kişiye biraz yakın olmak, onun yanında iyi kötü bir yer almış bulunmak gerekirdi. Yoksa her önüne gelenin yapacağı iş değildi.
İşte bu nedenle, iki değerli kişi ölçülürken, bilgisi, yeteneği, zekası daha az olan için, bu deyim kullanılır.


ATEŞ ALMAĞA MI GELDİN?

(Ziyaretini çok kısa tutan ,gelir gelmez gitmeye kalkan kişiye söylenen, ‘çok çabuk gidiyorsun’ anlamında bir deyim.)
Eskiden kibrit yokmuş. Ateş sönünce, ateş küreği ile komşuya gidilir, bir parça ateş alınırmış.
Ateş almak için komşuya geçen kadınlar, kürekteki ateş sönmesin diye oturup çene çalamazlar ve acele ederlermiş.
Kapıdan içeri girmeyerek, kısa bir konuşmadan sonra gitmek isteyen ziyaretçilere:
-Ateş almaya mı geldin? denmesi de işte bu devirlerden kalmadır.
Kullanıcı avatarı
bocek
Yeni Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 12 Eki 2006, 16:01
İletişim:

Re: Deyimlerin Öyküsü...

Mesaj gönderen bocek »

oha :karakedi: :dur: :hihihi: kelımesının dogusu

1950'li yıllarda.Türkiye ekonomide çok zorlu yıllar yaşıyor. Dönemin Ekonomi Bakanı Osman Hakkı Arsoy ise sık sık halkın karşısına çıkıp durumun pek kötü olmadığından bahsedip büyük vaatlerde bulunuyor. Dünyanın en zengin memleketi olcaz, herkesin arabası, evi, bankada parası olcak vs. İşte bu dönemde sayın bakan milletin diline dolanıyor, herkes onla dalga geçiyor falan ve halk arasında çok palavra atıp, işklembeden sallayanlara "Osman Hakkı Arsoy" denmeye başlanıyor. Sonra zamanla bu isim çok uzun olduğundan, başharfleriyle kısaltılıp O.H.A şeklini alıyor bu deyiş. O gün bugündür OHA diyoruz. Siz ne sanıyordunuz


alıntıdır



ne derece dogru bılemem :kitap: :hayir: :ssst:
Cevapla

“Genel Konular” sayfasına dön