8. sayfa (Toplam 11 sayfa)
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 07 Tem 2008, 11:38
gönderen elvanca
dil yarasının hiç geçmediğini
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 07 Tem 2008, 11:47
gönderen Ati10
bazı insanların küçücük çıkarları uğruna, eşdeğeri olamayacak değerdeki kişiliklerinden vazgeçebildiklerini... belki de zaten yoktular ama

saygınlıklarını ve güvenilirliklerini de yitirdiklerini bir bilseler...
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 11 Tem 2008, 01:12
gönderen mutluluk
sevmenin ha hukuk tanımadığını haketmeyenide sevmeyi öğrendim ben 
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 11 Tem 2008, 13:16
gönderen mutluluk
[atable=]Herşeye Rağmen Yaşamanın Çok Güzel Olduğunu....[/atable]
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 16 Tem 2008, 17:54
gönderen mutluluk
Bir sinirle Çekip gitmenin birşeyi halletmediğini er ya da geç geri dönüşlerin pişmanlıkların olabileceğini öğretti hayat
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 20 Tem 2008, 14:33
gönderen elvanca
eskiden insanların iki yüzlü de olabildiğini ama şimdi maaşallah binbir yüze rahatlıkla girebildiğini
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 12 Ağu 2008, 22:53
gönderen semşi
herkesin benim gibi olmadığını öğrendim...
çok çabuk kanabilecek durumda olduğumu öğrendimm

Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 23 Ağu 2008, 11:40
gönderen semşi
çok şey öğrendim
örneğin;gerçek yüzlerini bilmeden insanları sevmememiz gerektiğini...
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 27 Eki 2008, 23:34
gönderen Şirine
Anlamsız olduğunu'!
Re: Ya siz...ne öğrendiniz hayat'tan ?
Gönderilme zamanı: 28 Kas 2008, 15:18
gönderen efdelya
Hayattan ne öğrendim......
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
Ağladım.
* * *
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
* * *
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
* * *
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
* * *
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
* * *
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
* * *
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
* * *
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
* * *
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
* * *
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
* * *
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.
* * *
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
* * *
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
* * *
Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.
* * *
Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.